bugün
- evlilik12
- demet akalın'ın zeka seviyesi11
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu37
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır15
- icardi190518
- anın görüntüsü15
- ali erbaş18
- türkiye işçi partisi11
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- arda güler10
- karınıza range rover alır mısınız21
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss23
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi20
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- futbolcu ismiyle nick almak11
- escort fiyatlarının güncellenmesi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü13
sevdiği entry'ler
Hakkari’ye ver sırtını.
Elini gözüne siper et.
Güneye doğru, tee uzağa bak…
işte o zirvesi karlı dağ, Kandil.
*
Yarısı Irak’ta, yarı iran’dadır.
iran-Irak sınırı, tam ortadan böler.
*
Türkiye’ye en yakın noktası 89.5 kilometre. Kuş uçuşu bu kadar. Karadan 110 kilometreyi buluyor. Nişantaşı-Cihangir cafelerinde trekking tabir edilen doğa yürüyüşünü yapamazsın o güzergahta, zırhlı lazım, tank lazım.
*
Gelmişken temizleyivereyim şuraları dersen… Etrafını sarman lazım. Dağın oturduğu coğrafya gereği, beşgen şeklinde sarman lazım. Ama, unutmamak da lazım, beşgenin üç bacağı iran tarafında… Ya iran’a da gireceksin, ya da iran’dan rica edeceksin, hatırımız için o tarafı tutacaklar ki, teröristler kaçmasın. Irak tarafında tutman gereken mesafe, 300 kilometrecik!
*
Kontrol altında tutman gereken alan, 3 bin 377 kilometrekarecik!
*
Türkçesi şu: Ankara 2 bin 516 kilometrekare, Adana bin 945 kilometrekare, Kastamonu bin 834 kilometrekare… Yap hesabını.
*
Sardın mı Kandil’in etrafını? Sardın. Şimdi asıl girmen gereken hedef, dağın vadisi. Çünkü oradalar. Uzunluğu 13.5 kilometre, genişliği 4.5 kilometre. Öyle kafana göre her yerinden giremezsin. Ağzı güneye bakıyor. Kuzey tarafı sarp. Kış aylarında çığ düşüyor, önceki sene 8 terörist çığ altında öldü. Girebilmek için güneyine kadar inmen lazım.
*
indin mi güneye? indin. Şimdi çık bakalım yokuşu… Vadi bin 219 metre yükseklikte. Bütün arazinin mayın döşeli olduğunu söylemeye gerek yok tabii… Mayın tuzakları nedeniyle “intihar vadisi” olarak tanınıyor. Terörist barınakları, genellikle 2 binli rakımlarda. 10 kilometrelik mesafeye yayılmış vaziyette. Tepelerde SA7 füzeleri, uçaksavar ve makineli tüfek yuvaları var. Tepe dediğin, 2 bin 670 metre. Fiziki şartları, doğal kale.
*
Şimdi diyeceksiniz ki…
Zaten bu yüzden karadan gitmiyoruz, uçaklarla vuruyoruz.
*
En yakın üssümüz 456 kilometre uzakta, Diyarbakır’da… Erhaç’tan gelmeye kalkarsan, 626 kilometre. Üstelik, Malatya’dan Batman’dan anormal saatte, anormal sayıda uçak kalktığı anda, Kandil’e haber uçuyor. Askeri üslerimizin etrafında gözcüleri var. Sessiz sedasız gidebilmen imkansız. Hatta o kadar cüretkarlar ki… En son harekatta, Diyarbakır’dan kalkan F16’larımıza, pisti gören Yeniköy mezarlığı mevkiinden kalaşnikoflarla ateş açıldı.
Harekata başlamadan önce THY’nin Hakkari seferleri iptal edildi. PKK için pekçok şey denebilir ama, aptal denemez. THY seferlerinin durup dururken neden iptal edildiğini anlamadılar mı sanıyorsunuz
*
Farzedelim ki, teröristler armut gibi bekliyor, geldin Kandil’e… Kuzeyden dalamazsın. Güneyden dolaşıp, vadiye girmen lazım. Ama vadi dediğin, ip gibi otoyol değil, sekiz defa zikzak yapıyor dağın içinde… E jet bu, yılan değil, kısa mesafede kıvrıla kıvrıla gidemez. N’aapar? Anca nokta atışları yapar. Uçak kamerasından televizyonlara servis edilen görüntülerde de olduğu gibi, anca düzlüklerdeki barakaları vurur.
*
En geniş düzlük, sadece 1.5 kilometrekare… Arazinin ne kadar girintili çıkıntılı, oyuntulu olduğunu düşün.
*
Vadi yüzlerce mağarayla dolu. Bomba en fazla önüne düşer, içeri girmez. Sonuç vermez. Bazı mağaralara, sandalyeye oturarak 500 kişi sığıyor. 100 metre içeriye giren, 12 metre koridor genişliği olan, üç kapısı bulunan mağaralar var. Bomba basıncına doğal direnci var.
*
Vadide 50 civarında kamp olduğu tahmin ediliyor. Çoğu barınma amaçlı… 15 eğitim kampı var. En ünlüsü, Lice’ye heykeli dikilen Mahsum Korkmaz Akademisi… Örgütün arşivi Kandil’de.
*
(Süleyman Şah’ın boş sandukalarını sırtlayıp sıvışan Ahmet Kiziroğlu’nun, sanki NATO müttefik kuvvetleri komutanıymış gibi brifing alması ve fotoğraflarını basına dağıtması, ayrı bi dram.)
*
Dağın eteklerinde gerilla hayatına uygun bir yapılanma bulunuyor. Teröristler, irili ufaklı 60 civarında köyle içli dışlı yaşıyor. Örgüt üniformasını çıkarıp, köylülerin arasına karışıyorlar, ara ki bulasın.
*
Kandil’de derelerden, şelalelerden elektrik üreten küçük çaplı iki santral var. Üretilen elektrik, hem kamplara, hem de bu köylerin bazılarına veriliyor. Örgütün binlerce küçükbaş hayvanı var. Etinden sütünden faydalanılıyor, bu köylerde barındırılıyor.
*
Kandil’in merkez üs olarak seçilmesi, 1997’ye dayanıyor. Avrupa’dan topladıkları paralarla, iki senede inşa ettiler. Kamp alanlarının belirlenmesinde Apo’nun kardeşi Osman Öcalan’ın büyük emeği var.
*
Fransız basınından, Kanada basınına, isveç gazetelerinden Avustralya televizyonlarına kadar, dünya medyası Kandil’de cirit atıyor, şakır şakır tanıtıyor. En ilginçlerinden biri, ingiliz Daily Telegraph gazetesiydi… Murat Karayılan’la röportaj yaptı, Amerikalıların PKK yöneticileriyle düzenli olarak görüştüğünü, bu görüşmeler için Kandil’e helikopter pisti yapıldığını, ışıklandırıldığını yazdı.
*
Bugüne kadar 718 bin defa “Kandil vuruldu” haberi yapmışız… “Kandil’de helikopter pisti vuruldu” haberi gördünüz mü hiç? ingiliz gazetecinin eliyle koymuş gibi bulduğu helikopter pistini, 718 bin sortide bulamadık mı henüz? Hani BBG evi gibi görüyorduk Kandil’i?
*
“Barzani, Amerika’nın kontrolünde… PKK’nın silahları Barzani’den geliyor. ABD ile dokuz defa toplantı yaptık. En son Beyaz Saray’da Başkan’ın güvenlik başdanışmanı ile konuştuk, anlattık. Görüntüler içeren bir cd verdik onlara… PKK’ya ikmal malzemesi taşıyan kamyonun şoför mahallinde bir Amerikan askeri oturuyordu. ‘Biz bu durumu Türk kamuoyuna anlatamayız’ dedim. ‘Bu görüntülerden sonra hâlâ Amerika bizim dostumuzdur diyebilir miyiz?’ diye sordum. ‘Haklısınız ama, siz gene de Barzani’yle konuşun, onun tavsiyelerini alın’ cevabını verdi!”
*
Demek ki neymiş…
*
Sayın hükümetimizin ve sayın genelkurmayımızın elinde, kameraya kaydedilmiş görüntüler varmış. O görüntülerde, bizzat Amerikan askerlerinin PKK’ya kamyonla silah taşıdığı görülüyormuş. Bu görüntüler Türk halkından saklanmış. Beyaz Saray’a gidip salya sümük ağlamışız. Beyaz Saray da, kesin sesinizi lan, yürüyün ense tıraşınızı göreyim demiş. Bizimkiler de susup, tırıs tırıs geri dönmüş.
*
Sayın devletimiz, terörle mücadeleyi koordine ediyorum ayaklarıyla, kendi vatandaşlarına şapşal muamelesi yapmış… Terörle mücadele ediyorum pozlarıyla, ABD’nin PKK’ya silah taşımasına göz yummuş.
*
E, hal böyleyken…
Hâlâ “Kandil’i vurduk” filan.
*
Bence yerlebir etmişizdir Kandil’i.
Yerlere yatmışlardır.
Bombalarla değil ama…
Gülmekten ölmüşlerdir!
Elini gözüne siper et.
Güneye doğru, tee uzağa bak…
işte o zirvesi karlı dağ, Kandil.
*
Yarısı Irak’ta, yarı iran’dadır.
iran-Irak sınırı, tam ortadan böler.
*
Türkiye’ye en yakın noktası 89.5 kilometre. Kuş uçuşu bu kadar. Karadan 110 kilometreyi buluyor. Nişantaşı-Cihangir cafelerinde trekking tabir edilen doğa yürüyüşünü yapamazsın o güzergahta, zırhlı lazım, tank lazım.
*
Gelmişken temizleyivereyim şuraları dersen… Etrafını sarman lazım. Dağın oturduğu coğrafya gereği, beşgen şeklinde sarman lazım. Ama, unutmamak da lazım, beşgenin üç bacağı iran tarafında… Ya iran’a da gireceksin, ya da iran’dan rica edeceksin, hatırımız için o tarafı tutacaklar ki, teröristler kaçmasın. Irak tarafında tutman gereken mesafe, 300 kilometrecik!
*
Kontrol altında tutman gereken alan, 3 bin 377 kilometrekarecik!
*
Türkçesi şu: Ankara 2 bin 516 kilometrekare, Adana bin 945 kilometrekare, Kastamonu bin 834 kilometrekare… Yap hesabını.
*
Sardın mı Kandil’in etrafını? Sardın. Şimdi asıl girmen gereken hedef, dağın vadisi. Çünkü oradalar. Uzunluğu 13.5 kilometre, genişliği 4.5 kilometre. Öyle kafana göre her yerinden giremezsin. Ağzı güneye bakıyor. Kuzey tarafı sarp. Kış aylarında çığ düşüyor, önceki sene 8 terörist çığ altında öldü. Girebilmek için güneyine kadar inmen lazım.
*
indin mi güneye? indin. Şimdi çık bakalım yokuşu… Vadi bin 219 metre yükseklikte. Bütün arazinin mayın döşeli olduğunu söylemeye gerek yok tabii… Mayın tuzakları nedeniyle “intihar vadisi” olarak tanınıyor. Terörist barınakları, genellikle 2 binli rakımlarda. 10 kilometrelik mesafeye yayılmış vaziyette. Tepelerde SA7 füzeleri, uçaksavar ve makineli tüfek yuvaları var. Tepe dediğin, 2 bin 670 metre. Fiziki şartları, doğal kale.
*
Şimdi diyeceksiniz ki…
Zaten bu yüzden karadan gitmiyoruz, uçaklarla vuruyoruz.
*
En yakın üssümüz 456 kilometre uzakta, Diyarbakır’da… Erhaç’tan gelmeye kalkarsan, 626 kilometre. Üstelik, Malatya’dan Batman’dan anormal saatte, anormal sayıda uçak kalktığı anda, Kandil’e haber uçuyor. Askeri üslerimizin etrafında gözcüleri var. Sessiz sedasız gidebilmen imkansız. Hatta o kadar cüretkarlar ki… En son harekatta, Diyarbakır’dan kalkan F16’larımıza, pisti gören Yeniköy mezarlığı mevkiinden kalaşnikoflarla ateş açıldı.
Harekata başlamadan önce THY’nin Hakkari seferleri iptal edildi. PKK için pekçok şey denebilir ama, aptal denemez. THY seferlerinin durup dururken neden iptal edildiğini anlamadılar mı sanıyorsunuz
*
Farzedelim ki, teröristler armut gibi bekliyor, geldin Kandil’e… Kuzeyden dalamazsın. Güneyden dolaşıp, vadiye girmen lazım. Ama vadi dediğin, ip gibi otoyol değil, sekiz defa zikzak yapıyor dağın içinde… E jet bu, yılan değil, kısa mesafede kıvrıla kıvrıla gidemez. N’aapar? Anca nokta atışları yapar. Uçak kamerasından televizyonlara servis edilen görüntülerde de olduğu gibi, anca düzlüklerdeki barakaları vurur.
*
En geniş düzlük, sadece 1.5 kilometrekare… Arazinin ne kadar girintili çıkıntılı, oyuntulu olduğunu düşün.
*
Vadi yüzlerce mağarayla dolu. Bomba en fazla önüne düşer, içeri girmez. Sonuç vermez. Bazı mağaralara, sandalyeye oturarak 500 kişi sığıyor. 100 metre içeriye giren, 12 metre koridor genişliği olan, üç kapısı bulunan mağaralar var. Bomba basıncına doğal direnci var.
*
Vadide 50 civarında kamp olduğu tahmin ediliyor. Çoğu barınma amaçlı… 15 eğitim kampı var. En ünlüsü, Lice’ye heykeli dikilen Mahsum Korkmaz Akademisi… Örgütün arşivi Kandil’de.
*
(Süleyman Şah’ın boş sandukalarını sırtlayıp sıvışan Ahmet Kiziroğlu’nun, sanki NATO müttefik kuvvetleri komutanıymış gibi brifing alması ve fotoğraflarını basına dağıtması, ayrı bi dram.)
*
Dağın eteklerinde gerilla hayatına uygun bir yapılanma bulunuyor. Teröristler, irili ufaklı 60 civarında köyle içli dışlı yaşıyor. Örgüt üniformasını çıkarıp, köylülerin arasına karışıyorlar, ara ki bulasın.
*
Kandil’de derelerden, şelalelerden elektrik üreten küçük çaplı iki santral var. Üretilen elektrik, hem kamplara, hem de bu köylerin bazılarına veriliyor. Örgütün binlerce küçükbaş hayvanı var. Etinden sütünden faydalanılıyor, bu köylerde barındırılıyor.
*
Kandil’in merkez üs olarak seçilmesi, 1997’ye dayanıyor. Avrupa’dan topladıkları paralarla, iki senede inşa ettiler. Kamp alanlarının belirlenmesinde Apo’nun kardeşi Osman Öcalan’ın büyük emeği var.
*
Fransız basınından, Kanada basınına, isveç gazetelerinden Avustralya televizyonlarına kadar, dünya medyası Kandil’de cirit atıyor, şakır şakır tanıtıyor. En ilginçlerinden biri, ingiliz Daily Telegraph gazetesiydi… Murat Karayılan’la röportaj yaptı, Amerikalıların PKK yöneticileriyle düzenli olarak görüştüğünü, bu görüşmeler için Kandil’e helikopter pisti yapıldığını, ışıklandırıldığını yazdı.
*
Bugüne kadar 718 bin defa “Kandil vuruldu” haberi yapmışız… “Kandil’de helikopter pisti vuruldu” haberi gördünüz mü hiç? ingiliz gazetecinin eliyle koymuş gibi bulduğu helikopter pistini, 718 bin sortide bulamadık mı henüz? Hani BBG evi gibi görüyorduk Kandil’i?
*
“Barzani, Amerika’nın kontrolünde… PKK’nın silahları Barzani’den geliyor. ABD ile dokuz defa toplantı yaptık. En son Beyaz Saray’da Başkan’ın güvenlik başdanışmanı ile konuştuk, anlattık. Görüntüler içeren bir cd verdik onlara… PKK’ya ikmal malzemesi taşıyan kamyonun şoför mahallinde bir Amerikan askeri oturuyordu. ‘Biz bu durumu Türk kamuoyuna anlatamayız’ dedim. ‘Bu görüntülerden sonra hâlâ Amerika bizim dostumuzdur diyebilir miyiz?’ diye sordum. ‘Haklısınız ama, siz gene de Barzani’yle konuşun, onun tavsiyelerini alın’ cevabını verdi!”
*
Demek ki neymiş…
*
Sayın hükümetimizin ve sayın genelkurmayımızın elinde, kameraya kaydedilmiş görüntüler varmış. O görüntülerde, bizzat Amerikan askerlerinin PKK’ya kamyonla silah taşıdığı görülüyormuş. Bu görüntüler Türk halkından saklanmış. Beyaz Saray’a gidip salya sümük ağlamışız. Beyaz Saray da, kesin sesinizi lan, yürüyün ense tıraşınızı göreyim demiş. Bizimkiler de susup, tırıs tırıs geri dönmüş.
*
Sayın devletimiz, terörle mücadeleyi koordine ediyorum ayaklarıyla, kendi vatandaşlarına şapşal muamelesi yapmış… Terörle mücadele ediyorum pozlarıyla, ABD’nin PKK’ya silah taşımasına göz yummuş.
*
E, hal böyleyken…
Hâlâ “Kandil’i vurduk” filan.
*
Bence yerlebir etmişizdir Kandil’i.
Yerlere yatmışlardır.
Bombalarla değil ama…
Gülmekten ölmüşlerdir!
O kelime dagarcigi gelişmiş filozof felan kitap mi okuyoruz yoksa.